


|
 |

Konu

En kýsa ve yüzeysel bir mimarlýk tarihi araþtýrmasýnda bile, strüktür ve biçimlerin zaman, bölgeye baðlý olduðu, yani kiþisel iradeden çok, dýþ koþullar tarafýndan oluþturulduðu farkediliyor. Mimarlýk insanoðlunun gereksinimleri, teknolojisi, genel ve dinsel siyaseti, sanat anlayýþý, fikirleri, davranýþlarý ve amaçlarýna olduðu kadar jeolojik yapý ve iklimle de uzlaþmak zorundadýr.Belirli bir uygarlýðýn sanatý incelendiðinde, kendi toplumunu yansýttýðý görülür. Bütün büyük sanatçýlar kiþisel yaratýcýlýklarý sayesinde devrimci, ilerici eserler vermiþlerdir, bu gerçeði tartýþmak olanaksýz, fakat kimse hiç bir zaman aslýnda kendi çaðýnýn olmayan bir eser yaratmadý, zira yaþayan bir varlýk olarak zaman ve mekanda belirli bir yerde bulunuyordu. Belki bazý özel koþullarda diðer sanatçýlar bazan kendi fildiþi kulelerine çekilebildiler, ama mimar bunu hiç gerçekleþtirmedi, zira mimarlýk daima çok karmaþýk çaðdaþ sorunlarýn çözümlenmesini amaçlýyordu. Bu sebepten mimarlýk tarihini de çevre koþullarýndan soyutlamak hiçbir çaðda mümkün olmuyor.Bu kadar geniþ kapsamlý bir konuda yapýlacak araþtýrmalarýn, çaðýmýzda profesyonel bir ekip tarafýndan gerçekleþtirilmesi daha doðal; ne var ki, burada sunulan birkaç yýl önce öðrenciler için ders notlarý hazýrlamak amacýyla derlenenlerden bir bölümdür.
|